Gamefication ve Midye

gameficaaaation

Kadıköy, Caddebostan’da yer alan “Midye mi?” adlı işletme gameficationı (oyunlaştırma) çok akıllıca kullanmış. Türk halkında oldukça güçlü olan “en çok ben yerim” iç görüsünden yola çıkarak midye yemeyi oyunlaştırmış. Eminim rekoru geçmeye çalışan nice insan yolda heba olmuştur veya oldukça para harcamıştır. Not: Midyenin adedi 1 TL.

Youtube Kanalları ve #banabak

5852ea12-14bf-4f41-b87a-f8681fd153b0

2015 yılında dijital dünyada en çok konuşulan konulardan biri de Youtube kanallarıydı. Dünyada ve Türkiye’de bir çok Youtube fenomeni oldu. Bu kişiler reklam gelirleri sayesinde çok ciddi rakamlar kazanmaya başladılar. Mesela geçen sene sadece Youtube kanalından 8.470.000 $ kazanan PewDiePie bu sene tamamen kendi kanalını kuruyor. (Youtube’da en çok kazananlar).  PewDiePie, The Walking Dead’in yapımcılarıyla beraber “Scare PewDiePie” diye bir dizi çekecek. (Scare PewDiePie)

Hatırlarsanız 7 – 8 yıl önce bloglar çok popülerdi çünkü en kaliteli içerikler bloglarda yer alıyordu. Sonra sosyal mecralar popülerleşmeye başladı, insanlar klasik web sayfalarından daha çok sosyal mecralarda vakit geçirmeye başladılar. Dolayısıyla kaliteli içerik kullanıcılar ile beraber yer değiştirmeye başladı. Eskiden Twitter fenomenleri vardı, bir süre sonra Instagram fenomenleri oldu şimdi ise Youtube fenomenleri var. İçerik olarak fotoğraf ve video her zaman avantajlı konumda çünkü insanlar tarafından daha hızlı şekilde tüketilebiliyor. Bu yüzden bir süre daha fotoğraf ve video mecraları popülerliğini koruyacak gibi.

Türkiye’de ise dünyaya paralel olarak Youtube yayıncılığı hızlı büyüyor. “Nedir?” kanalının videolarını belki biliyorsunuzdur. Sanırım şuan Türkiye’deki en popüler kanal. Marka işbirliklerine başladılar, bir çok marka için özel videolar hazırlıyorlar. Bu videoların güzel tarafı ise direkt reklam olmadığı için izlenme sayısı ve etkisi daha fazla. Bir konu anlatırken markanın ürününü videoya doğal bir şekilde entegre ediyorlar.

Türkiye’deki bu değişimin  ve geçişin farkına varan ilk markalardan biri P&G oldu. Kendi dalında fenomen olan bir çok Vlogger ve Blogger’ı bir Youtube kanalında bir araya getirdi. Tüm P&G ürünlerini içeren bir life style kanalı açtı. Kanalın adı: banabak. Bir nevi TV kanalı diyebiliriz. Genç hedef kitleye çok doğru bir şekilde erişebilecekleri yeni bir iletişim kanalı oluşturdular. Ayrıca ürettikleri videolar organik olarak Google’da yer alacak yani Google’da “kepek problemi” gibi arama yapan kullanıcılar Head & Shoulders şampuan tarafından çekilmiş bir videosu ile karşılaşacak. Kişisel görüşüm çok doğru bir hareket yaptılar ve bu çalışmanın meyvelerini ileride alacaklar.  Youtube ile beraber yayıncılık ve içerik üretimi yön değiştirmeye başladı. Hatırlarsanız iPad (tabletler) ile dergicilik sektörü zor durumda kalmıştı, aynı şey 10 yıl sonra TV kanallarının başına gelebilir.

Eğer kanalı incelemek isterseniz:

Youtube kanalı: https://www.youtube.com/c/banabak

Web Sitesi: https://banabak.com

Instagram Kocaları

Her başarılı Instagram profilinin arkasında bir koca vardır. (bkz: her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır)

Çok eğlenceli bir proje olmuş, videoyu izlerken sesli güldüm. Modern dünyada her koca bu durumu bir kez yaşamıştır. 🙂 Ayrıca projenin web sitesi de var: http://instagramhusband.com/

Pepsi Max: The perfect ride – Back to the Future

21 Ekim 2015 günü hepimizin çok sevdiği Back to the Future filmindeki meşhur tarih. Pazarlama profesyonelleri bugünü de kirlettiler. Bir çok marka kendi reklamını yapabilmek adına Back to the Future ile ilgili çeşitli pazarlama iletişimi çalışmaları yaptılar. Pepsi, yaptığı özel çalışmayla diğer markalar arasında hemen ayrıştı. Çok akıllıca bir hamle ile Uber’le işbirliği yapmış.

Engellilere özel park alanı

Engellilere özel park alanlarına hiç bir engeli olmadığı halde park edenlere gıcık olurum, hatta bir adım öteye gidip küfür ediyorum. Aynı şekilde engelliler için yapılmış asansörleri kullanan kişileri de sinir olurum. Ayıptır yahu, bir gün siz de engeli olabilirsiniz, yapmayın etmeyin!

Engelli park alanlarını gereksiz kullanlar için Rusya’da çok güzel bir çalışma yapılmış.

The Great Escape – İnteraktif Billboard.

Son dönemlerde interaktif billboardları oldukça sık görmeye başladık. (Bkz: Reklam ve İnovasyon). Bu çalışma etkileşimi bir adım daha öteye taşımış, dileyen kullanıcılara anında bilet basabiliyor. Önümüzdeki günlerde bu tür çalışmaları çok daha fazla göreceğimizi tahmin ediyorum.

Remarketing bannerları Post-it olarak kullanın!

Son zamanlarda gördüğüm en akıllı ve yaratıcı çalışmalardan biri. Remarketing banner kurgusunu hemen hemen her marka keşfetti ve yoğun bir şekilde kullanıyor. Gezdiğiniz her sitenin banner alanında daha önce baktığınız otel, televizyon vb. gibi ürünlerin reklamları çıkıyor, sanki birileri sizi devamlı takip ediyor. İzlenme duygusu insanların canını iyice sıkmaya başladı. Bu iç görüden yola çıkan çalışma oldukça güzel olmuş.

Kardan Graffiti

Muhtemelen reklam ajansları bu söylediğime kızacaklar ama daha önce bir çok kez belirttiğim gibi yaratıcı olmak için her zaman büyük bütçeler gerekmiyor.

Lapiz USA adlı reklam ajansı, kışların sert ve uzun geçtiği, genelde kar yağışı olan Chicago’da Meksika turizmini artırmak adına minimum bütçe ile yaratıcı bir Outdoor çalışması yapmış.

İstanbul’da Kar ve Markalar

İstanbul, yoğun yağ kar nedeniyle zor günler geçiriyor. Kardan dolayı saatlerce yolda kalan, evine gidemeyen ve mağdur olan bir çok kişi var. Aslında bu tür havalar iletişimciler için fırsat olabilir. Duracell’in bu durumu anlatan güzel örneği linkte…

Örneğin, dün işten dönerken Zincirlikuyu’dan Beşiktaş’a giden yolda arabalar daha fazla ilerleyemediği için yürümek zorunda kalanlara bir çay markası veya çorba markası, çay, simit veya çorba dağıtsa güzel olmaz mıydı? Bu soğuk havaya sizce de sıcacık bir fikir gerek değil mi?

Markaların, her zaman kar etmek için var olmadığını, bazen de sadece  “insan”ın önemli olduğunu göstermesi onların marka imajları olumlu yönde etkilemekle kalmaz aramızdan biri yapar diyorum ben. Bilmiyorum siz ne düşünüyorsunuz?:)

Dublaj Videoları

dubmash
dubmash

Dubmash ve benzeri uygulamalar ile dublaj yapmak şu aralar çok popüler. Bir çok ünlü dahil herkes bu akıma kapıldı ve bir sürü video paylaştı.  Öne çıkan bazı çalışmalar için izlemek için tıklayabilirsiniz.

Bu sebeple kendi kendimi şunu düşürken buldum. Acaba herhangi bir marka bu dublaj akımı ilk başladığı sırada, bu tür bir uygulamaya sponsor olsaydı ve ürün satma endişesi yaşamadan sadece insanları eğlendirseydi güzel olmaz mıydı?

Şirketlerin arada sırada da olsa satış endişesi yaşamadan tüketici ihtiyaçlarına yönelik araçlar üretmesi, tüketicileri markalara çok daha çok yaklaştırmaz mı? Evet, kesinlikle doğru yapıldığı sürece marka algısını olumlu yönde etkiler, sadakat yaratır.

Geçmişte sıkça kullandığım ve hala kullanmaya devam ettiğim brüt maaş hesaplama aracı bu konuya güzel bir örnek; http://www.verginet.net/dtt/0/MaasHesaplama.aspx . Google’da “brüt maaş” diye arattığınızda ilk sırada bu site çıkıyor. Tahmin ediyorum ki web sayfası trafiği de iyidir. İşin püf noktası ise koca sayfada hiçbir reklam yok, sadece sol tarafta ufak bir marka logosu var. Bu da kullanıcılara gerçekten yardım etmek için yapılmış bir araç olduğunu hissettiriyor. Bu web sayfasının maliyetinin de çok fazla olduğunu sanmıyorum. Günün sonunda basit bir excel formülü. Kıssadan hisse sırf bu web sitesi yüzünden Deloitte ayrı bir sempatim var 🙂